Sinop, Türkiye’nin Karadeniz kıyısında yer alan tarihi ve kültürel bir hazinedir. Bu güzel şehirde, binlerce yıllık geçmişiyle öne çıkan birçok arkeolojik eser bulunmaktadır. Sinop Arkeoloji Müzesi de bu tarihi mirası koruma ve sergileme misyonunu üstlenen önemli bir kurumdur. Bu makalede, Sinop Arkeoloji Müzesi’nin tarihçesi, teşhir salonları ve önemli eserler hakkında detaylı bilgiler bulacaksınız.
Tarihçe
Sinop’ta ilk müzecilik faaliyetleri 1921 yılında başlamıştır. Şehir içindeki yapılaşma ve nekropolünden çıkan eserler, öncelikli olarak Mekteb-i İdadi’de muhafaza edilmeye başlanmıştır. Daha sonra bu eserler, Selçuklu Veziri Müinüddün Pervane tarafından yaptırılan Pervane Medresesi’ne taşınmış ve burada ilk müzenin temelleri atılmıştır.
1941 yılında ziyarete açılan müze, 1945’te memurluk ve 1947’de müdürlük statüsü kazanmıştır. Ancak eser miktarının artmasıyla birlikte müze ihtiyaca cevap veremez hale gelmiştir. Bunun üzerine 1951-1953 yılları arasında Kocagöz Höyük kazılarıyla birlikte bir müze kurulması önerilmiş ve 1968 yılında yeni müze binası tamamlanarak hizmete açılmıştır. 2001 yılında ise onarım ve teşhir-tanzim çalışmaları nedeniyle kısa bir süreliğine kapatılan müze, 2006 yılında yeniden ziyarete açılmıştır.
Teşhir Salonları
Sinop Arkeoloji Müzesi’nin teşhir salonları zengin bir koleksiyona ev sahipliği yapmaktadır. Müzede, tarih boyunca Sinop ve çevresinde bulunan eserler kronolojik olarak sergilenmektedir.
Koridor
Koridor bölümünde, sol cephede yüksek podium üzerinde heykel başları ve heykeller sergilenmektedir. Ayrıca, Sinope Karadeniz Ereğlisi arasında MÖ 4. yüzyılda yapılan bir antlaşmayı içeren taş kitabe de bu bölümde ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir.
Küçük Buluntular Salonu
Bu bölümde, Sinop’un tarihini kapsayan bir döneme ait kap-kacak, madeni aletler, vazolar, pişmiş toprak heykelcikler ve cam eserler gibi küçük buluntular sergilenmektedir. Ayrıca, Serapis Mabedi’ne ait pişmiş toprak mimari parçaları ve mezar buluntuları da bu bölümde yer almaktadır. Özellikle Meydankapı’da bulunan ve yedi adet Sanat Perisini ihtiva eden Mozaik Pano, bu bölümün önemli bir parçasıdır.
Taş Eserler Salonu
Bu bölümde, Anadolu’nun en eski mezar steli örnekleri kronolojik olarak sergilenmektedir. Ayrıca, bir denizciye ait Lahit ve “Geyik Parçalayan Aslanlar” grubu gibi nadir buluntular da bu bölümde görülebilir. Taş Eserler Salonu aynı zamanda ölü kültüyle ilgili eserlere de ev sahipliği yapmaktadır.
Amphora Salonu
Amphora Salonu, Sinop’un Helenistik-Roma ve Bizans dönemlerinde geçim kaynağını oluşturan amphora üretimini sergilemektedir. Sinop ve çevresinde yapılan kazılarda ortaya çıkan amphora üretim atölyeleri ve fırınları bu bölümde ziyaretçilerin ilgisine sunulmaktadır. Ayrıca, Sinop’ta üretilmiş amphora örnekleri ve bir Amphora Fırını da bu bölümde görülebilir.
Sikke Bölümü
Sikke Bölümü, Sinop’un tarihinde bastırılan gümüş sikkeleri, şehir sikkelerini ve farklı dönemlere ait define örneklerini sergilemektedir. Bu bölümde, Ordu Definesi, Gelincik Definesi, Selçuklu Definesi ve Bizans Definesi’nden örnekler görülebilir.
İkona Salonu
İkona Salonu, Hristiyan dininde önemli bir yere sahip olan ikonaları sergilemektedir. Bu bölümde, Sinop ve çevresinde bulunan kiliselerden günümüze kalan ikonaların örnekleri yer almaktadır. İkona, ahşap panolara yapılan dini resimleri ifade eder ve genellikle Hz. İsa, Meryem ve azizlerin resimleriyle süslenmiştir.
Bahçe Teşhiri
Müzenin bahçesinde açık teşhirde taş ve mermer mimari eserler, mil taşları, mezarlar, heykeller, pitoslar ve mozaiklerin yanı sıra İslami mezar taşları da ziyaretçileri beklemektedir. Bahçede ayrıca MÖ 4. yy’a ait Serapis Mabedi’nin kalıntıları ve Antik Çağ’dan günümüze Çapalar da sergilenmektedir.