Diyarbakır, sadece taş duvarları ve dar sokakları ile değil, aynı zamanda tarihî köprüleriyle de zengin bir kültürel mirasa ev sahipliği yapar. Bu kapsamda, Dicle Nehri üzerinde gururla yükselen Dicle Köprüsü, şehrin tarihî ve mimarî zenginliğine tanıklık eden önemli bir yapıdır.
Yerel Halkın Gözündeki On Gözlü Köprü
Dicle Köprüsü, Diyarbakır’ın Sur ilçesinde, Dicle Nehri üzerinde konumlanmış ve on gözlü olması sebebiyle yerel halk arasında “On Gözlü Köprü” olarak bilinir. Aynı zamanda eski Silvan yolu güzergâhında bulunması nedeniyle bazı kaynaklarda “Silvan Köprüsü” olarak anılmaktadır. Şehir merkezine 3 kilometre uzaklıkta olan bu köprü, Diyarbakır’dan Mardin’e devam eden eski Mardin yolunu takip eden tali yolun bağlantı noktasında yer alır, bu sayede kentin merkezini Bağıvar beldesi ile çevre köylere bağlar.
Tarihî Derinlik: 1065 Yılına Dayanan Mervaniler Dönemi
Dicle Köprüsü’nün tarihi oldukça karmaşıktır. Farklı görüşler, köprünün antik dönemde de var olduğunu savunsa da, en net tarih bilgisi köprü üzerindeki kitabede yer almaktadır. Kitabe, Mervaniler döneminde, 1065 yılında Kadı Ebü’l-Hasan Abdülvâhid tarafından yaptırıldığını belirtir. Ancak, araştırmacılar bu kitabenin köprünün sadece onarımıyla ilgili olduğunu ve eserin aslında daha eski bir tarihte inşa edildiğini düşünmektedirler.
Mimarî Şaheser: On Gözlü ve Düz Tabliyeli Köprü
Dicle Köprüsü, mimarî açıdan dikkat çekici bir yapıdır. Çok gözlü ve düz tabliyeli köprüler kategorisine dahil edilen bu eser, 172 metre uzunluğa ve değişen genişliklere sahiptir. Köprünün parapet yüksekliği, kenarlarda 85 cm’den ortaya doğru 155 cm’ye kadar çıkar. Harpuşta yüksekliği 31 cm, genişliği 71 cm ve alın kısmı 7 cm’dir.
Köprünün mimarisinde dikkat çeken unsurlardan biri, güney cephesindeki 9 adet piramidal külahlı selyarandır. Gözler arasındaki kemerlerin genişlik ve yükseklikleri arasındaki farklar, köprünün estetik çeşitliliğini ve teknik özgünlüğünü ortaya koymaktadır.
Tarihî Derinliği ve Onarımlar
Dicle Köprüsü, zaman içinde birkaç kez kısmen ya da tamamen yıkılmış ve yeniden inşa edilmiştir. Araştırmacılar, köprünün İslam öncesi bir eser olduğunu ve taşkınlar sonucu yıkılması üzerine Halife Hişâm bin Abdülmelik tarafından 742 yılında başlatılan onarımının yarım kaldığını öne sürmektedirler.
Sonuç: Tarihî Bir Köprünün İzinde
Dicle Köprüsü, sadece bir ulaşım aracı değil, aynı zamanda Diyarbakır’ın tarihî dokusunu koruyan bir anıttır. On gözlü yapısı, mimarî incelikleri ve geçmişinden gelen tarihî derinlik, bu köprünün sadece bir yapı değil, aynı zamanda zamanın kendisiyle kurduğu benzersiz bir ilişkiyi yansıttığını gösteriyor. Bu tarihî köprü, ziyaretçilerini geçmişin izinde unutulmaz bir yolculuğa davet ediyor.